35 kilo organik domatesten çıka çıka 3,28 kilo salça çıktı. eğer buysa, salça dünyanın en pahalı ürünü olmalı. daha evvel bir fırınlanmış kiraz domatesler yapmıştık, o kadar, o kadar maliyetliydi ki, tektaş domates diye isim takmıştık. bu da tektaş salça oldu.
ilk salçayı 2 sene önce İlknur’la denemiştik. çok da başarılı olmuştu. ben o salçayı kavanozlayıp, eve götürmüştüm. yani lokantayı şahsi çıkarlarım için kullanmıştım. ki, ben bunu hep yaparım.
tabii bizim salçalar güneşte kurumuyor. fırınlar fazla mesai yapıyor. o zaman 10 kilo domatesten 1 kilo salça çıkarmıştık. yani 10-da-1. bu sefer de yaklaşık hesap tuttu. geçtiğimiz Cumartesi başladık. ilk partiyi o gün kuruttuk. devamını Pazartesi ve dün.
nasıl mı? domatesleri yıkadık, orta saplarından kurtulduk. kabuklarını soymadık. kabaca doğrayıp, kocaman 3 tencereye paylaştırdık. ne de olsa, 35 kilo domatesten bahsediyorum. her tencereye 3-5 adet defne yaprağı, yine 3-5 diş sarımsak, 50-55 gram deniz tuzu ve 250’şer ml zeytinyağı, tabii Ayvalık sızma. kapaklarını kapadım ki, daha hızlı kaynasın. gerçi o kadar miktara hızlı-mızlı hayal oldu. kaynayınca yaklaşık 20 dakika daha pişti. sonra da hepsini mouli’den geçirdik. mouli ne mi? sebze püresi çıkaran bir tür alet. Türkçesini bilemedim, ama buradan bakılabilir.
neyse, mouliden geçirince aslında sadece suyu kalıyor. ne kabuk, ne de etli tarafı. yani aletin altına geçen sıvı kullanılıyor, gerisi çöp. sözde mouliden geçirince çekirdekler geçmemeli, ama bizimkiler bayağı bayağı geçmiş.
sonra, yağladığımız fırın tepsilerinde bu domates sıvısını 140 derecede yaklaşık 6 saat kuruttuk. ilk 2 saat dokunmadık, sonra da saatte bir, tepsinin içinde alt üst ettik. son 2 saatte de miktarlar azaldığı ve kenarlardan yanmaya başladığı için, tepsileri azaltıp, salçaları kalan tepsilere transfer ettik. her seferinde 4 tepsiyle başlayıp, 1 tepsiyle bitirdik.
3 gün boyunca 6’şar saatten salça yaptık. Ali Bey’in bizim için yetiştirdiği organik domateslerle. o kadar lezzetli oldu ki, şahsen salça diye kullanmaya kıyamam. ekmek üzerine sür ye. o kadar. domates gibi domateslerden, domates tadının had safhada olduğu bir salça. budur.
hocam şimdi bu bizim markette gördüğümüz salçanın artizanı mı oluyor hakkaten? bayağı pişmiş bir ürün gibi, muhtemelen bir o kadar da yoğun. ticari salçalar herhalde bir tür pastörize domates püresi oluyor. buna hakkaten kıyılmaz, emeğinize sağlık. ama güneşte olsa daha da çılgın olur eminim.
Semsa Hanim dukkanda satacak misiniz bu salcadan???
henüz bilemiyorum. bu kadarı şimdilik bize yetecek. daha kaç hafta domates geleceğine bağlı olarak, satıp satmayacağımızı göreceğiz.
[…] arada diğer bir tencere/tavada bir miktar soğan ve havuç neredeyse karamelize edilmiş ve içine yaz sonu kendi yaptığımız organik domates salçasından eklenmiş oluyor. domatesin asit dengesi ve suya vereceği renk katkısı yüzünden. tabii salça […]
[…] Eylül’ün 1′i Cumartesi’ye denk geldi. organik pazardan Şafak Abi’den yeşil domatesler, Berrin Hanım’ın tezgahından da süs için su kabaklarından aldım. pek güzel vitrin süsü oldular. Kantin de sonbarın gelişini kutluyor. sıra turşularda ve domates salçalarında. […]