Feeds:
Posts
Comments

Archive for November, 2011

Read Full Post »

çeşit çeşit midye…

Read Full Post »

Read Full Post »

turistik bir kentte turistik bir yemek. sardalyalı makarnayı içinde sardalyalar bütün bütündür diye heves edip, sipariş ettim. öyle çıkmadı. rezene, sardalyalı ve dolmalık fıstıktan sos. üstünde ekmek kırıntısı. bir de fesleğen.

Read Full Post »

Sicilya: bayram pikniği

galiba nerede olduğum fark etmiyor, bu sene bayramları piknikle kutluyorum. Şeker’de Ayvalık’ta, Kurban’da Sicilya’da.
Etna civarındayız. Sicilya’nın doğusu. bütün gün, o-lav-senin-bu-magma-benim dolandık. etraf olağanüstü. hava limonata gibi. ama açık hava acıktırıyor. sanki ailecek yemek için bahaneye ihtiyaç duyarmışız gibi. geçce bir öğle yemeği için ormanlık bir yerde durduk, yola çıkmadan köydeki bakkaldan aldığımız ıvır kıvırı ortaya koyduk. köy köy de, ne de olsa İtalyan köyü; bakkal da İtalyan bakkalı. eh, malzeme de ona göreydi. aç kurtlar gibi saldırdık, herşeyi silip süpürdük. sonra da uykumuz geldi. en azından benim geldi. Sicilya’da da olsak farketmez: tatil benim için öğle uykusudur. herkese iyi bayramlar.

20111106-053432.jpg

20111106-053505.jpg

20111106-053629.jpg

20111106-053651.jpg

20111106-053709.jpg

Read Full Post »

Sicilya: bir mantar

rehber yenir dedi. kuzenim yiyecekmiş, ben cesaret edemiyeceğim sanırım. Şile köylüsüne güvenip, yiyorum, ama Sicilya rehberini bilemiyeceğim.

20111106-055728.jpg

Read Full Post »

Sicilya: şeftali

ayva rengi şeftaliler. üstelik üstleri de ayvanınkine benzer bir tüy ile kaplı. hani artık ayvalarda hiç görmediğimiz/rastlamadığımız cinsten tüy. ama mis gibi şeftali kokuyorlar.

20111106-054805.jpg

Read Full Post »

Sicilya: armut

20111106-054342.jpg

Read Full Post »

en son çocukluğumda Marmaris’de yemiştim. orada yol kenarlarında yetişirdi, üstlerindeki meyvenin tatlısına doyamazdık. burada da yol kenarlarında yetişiyor. ha Marmaris 1973, ha Sicilya 2011, yok bir fark. mı, acaba?

20111106-055248.jpg

Read Full Post »

bir palamut daha

televizyonda bir programda palamut pilaki yapıyorlardı. asla benim bildiğim pilakiye benzemiyordu. illa tek bir pilaki olacak değil ya. yine de ben pilaki olarak kendiminkini tercih ederim. ama seyrettiğim bana bir fikir verdi.

önce halka halka doğradığım soğanları zeytinyağında öldürdüm. üstüne dolapta gün beklemekte olan organik domates sosundan koydum. incecik kestiğim patates halkalarını. bir de defne yaprağı. yeteri kadar tuz, yeteri kadar taze çekilmiş karabiber. biraz öyle fıkırdadılar. sonra üstlerine/aralarına palamut parçalarını yerleştirdim. hop, fırına.

200 derecede 7-8 dakikada pişti. yanına da ekşisi bol güzel bir kıvırcık salata. iyi fotoğraf vermedi ama sağlam bir akşam yemeği oldu.

Read Full Post »

« Newer Posts - Older Posts »