Archive for November, 2011
Sicilya: Catania’da pazar yeri 3
Posted in yolda on 08/11/2011| Leave a Comment »
Sicilya: Catania’da pazar yeri 2
Posted in yolda on 08/11/2011| Leave a Comment »
Sicilya: Catania’da pazar yeri 1
Posted in yolda on 08/11/2011| Leave a Comment »
Sicilya: sardalyalı spagetti
Posted in yolda on 07/11/2011| Leave a Comment »
Sicilya: bayram pikniği
Posted in yolda on 06/11/2011| 1 Comment »
galiba nerede olduğum fark etmiyor, bu sene bayramları piknikle kutluyorum. Şeker’de Ayvalık’ta, Kurban’da Sicilya’da.
Etna civarındayız. Sicilya’nın doğusu. bütün gün, o-lav-senin-bu-magma-benim dolandık. etraf olağanüstü. hava limonata gibi. ama açık hava acıktırıyor. sanki ailecek yemek için bahaneye ihtiyaç duyarmışız gibi. geçce bir öğle yemeği için ormanlık bir yerde durduk, yola çıkmadan köydeki bakkaldan aldığımız ıvır kıvırı ortaya koyduk. köy köy de, ne de olsa İtalyan köyü; bakkal da İtalyan bakkalı. eh, malzeme de ona göreydi. aç kurtlar gibi saldırdık, herşeyi silip süpürdük. sonra da uykumuz geldi. en azından benim geldi. Sicilya’da da olsak farketmez: tatil benim için öğle uykusudur. herkese iyi bayramlar.
Sicilya: bir mantar
Posted in yolda on 06/11/2011| Leave a Comment »
rehber yenir dedi. kuzenim yiyecekmiş, ben cesaret edemiyeceğim sanırım. Şile köylüsüne güvenip, yiyorum, ama Sicilya rehberini bilemiyeceğim.
Sicilya: şeftali
Posted in yolda on 06/11/2011| Leave a Comment »
ayva rengi şeftaliler. üstelik üstleri de ayvanınkine benzer bir tüy ile kaplı. hani artık ayvalarda hiç görmediğimiz/rastlamadığımız cinsten tüy. ama mis gibi şeftali kokuyorlar.
Sicilya: armut
Posted in yolda on 06/11/2011| Leave a Comment »
Sicilya: kaktüs meyvesi
Posted in yolda on 06/11/2011| Leave a Comment »
en son çocukluğumda Marmaris’de yemiştim. orada yol kenarlarında yetişirdi, üstlerindeki meyvenin tatlısına doyamazdık. burada da yol kenarlarında yetişiyor. ha Marmaris 1973, ha Sicilya 2011, yok bir fark. mı, acaba?
bir palamut daha
Posted in denizden, evde on 03/11/2011| Leave a Comment »
televizyonda bir programda palamut pilaki yapıyorlardı. asla benim bildiğim pilakiye benzemiyordu. illa tek bir pilaki olacak değil ya. yine de ben pilaki olarak kendiminkini tercih ederim. ama seyrettiğim bana bir fikir verdi.
önce halka halka doğradığım soğanları zeytinyağında öldürdüm. üstüne dolapta gün beklemekte olan organik domates sosundan koydum. incecik kestiğim patates halkalarını. bir de defne yaprağı. yeteri kadar tuz, yeteri kadar taze çekilmiş karabiber. biraz öyle fıkırdadılar. sonra üstlerine/aralarına palamut parçalarını yerleştirdim. hop, fırına.
200 derecede 7-8 dakikada pişti. yanına da ekşisi bol güzel bir kıvırcık salata. iyi fotoğraf vermedi ama sağlam bir akşam yemeği oldu.