teyzem getirtmiş, tazecik. pilav yapalım dedim, eniştem pirinç yemiyor. bari makarna yapalım dedim. eniştem rafine un da yemiyor, sadece tam buğday. teyzemde de duruma uygun tam buğday unundan yaptırdığı el kesmesi erişteler var. o zaman yapılacak belli, taraklı erişte.
erişteyi ayrı pişirdim, ama iyice diri bıraktım. son 5-6 dakikasını sosun içinde geçirsin diye. yemeklik soğanı zeytinyağında çevirdim. biraz safran, dolmalık fıstık ve miniminnacık diş sarımsaklarla. Allah ayıklayana sabır vermiş. sonra bahçeden sivri yeşil biberler. biraz da sirke. yine bahçenin domateslerinden çürüyüp gitmesin diye teyzem sos kaynatmıştı, tezgahın üstünde duruyordu, az biraz da ondan arakladım, tencereme kattım. 3-5 tane tarağıda koydum ki, lezzetleri sossa geçsin.
sos kıvamını bulunca erişteleri de koydum, bir 5 dakika beraber fıkladılar. erişteler pişti, sosu içine aldı, lezzetler evlendi. son 1 dakikada, erişte henüz tüm sosu içine almamışken, yani hafiften suluyken, diğer tarakları attım içine. ama önce ilk attığım tarakları çıkardım, ne de olsa görevlerini tamamladılar ve de çok piştikleri için serteldiler.
yeni taraklar açılır açılmaz da, ateşten aldım; sarımsak, şöyle iyice iri çekilmiş bol değirmen karabiber, bol maydanoz, az dereotu ve bir kaşık da tereyağ kattım. harmanladım. tereyağ sıcağın etkisiyle eridi, erişteyi parlattı, lezzeti katladı. bize de kabuklarından sıyıra sıyıra tarakları yemek düştü.
Sitenizi ilk defa ziyaret ediyorum ama bu tarakli eriste muhtesem olmuştur kesinlikle sarımsakların nefis kokusu burnuma kadar geldi afiyet olsun:))