bir oldu ki!
çıtır çıtır!
akşama Gonca ile Rezzan gelecekti, sardalyayı çiğ yapacaktım. yani limon suyu ve az tuz ile. ama bir yandan da canım börek istiyor. şöyle hamuru az, çıtır çıtır börek. acayip istiyor.
o sırada aklıma bu parlak bileşim geldi. bir börek yapacağım, hazır yufkadan, az hamurlu, iyice çıtırdak, balığı da içine koyacağım.
öyle de yaptım.
bir soğan harcı hazırladım. salata doğranmış soğanları zeytinyağında, tabii sızma, hızlı ateşte kavurdum. yani yumuşatmak değil, adeta kızartmak. yarı yolda çintilmiş sarımsak ve zencefil, bolca da dolmalık fıstık.
tamam olunca kenara aldım, soğumaya. bu işi öğle uykusundan önce hallettim. sardalyaları ayıklayıp, yıkamayı da aynen. gerisi misafir gelmeden hemen önceye.
tavaya bolca zeytinyağı. içine bir yufkayı iyice kırıştırarak, yanlardan da üstüne çevireceğim şekilde sarkıtarak. içine de yağ. sonra balıkları sıkışık düzen, derili yüzleri alta gelecek şekilde, dizdim. tuz karabiber.
soğumuş harca bol maydanoz, daha az nane ve fesleğen, tuz, değirmen karabiber, biraz taze soğan, biraz daha da zeytinyağı. doğru balıkların üstüne.
tekrar balık. bu sefer derili yüzleri üste gelecek şekilde. yine tuz, karabiber, yine zeytinyağı. sonra kenardan sarkan yufkaları üste çevirdim.
ama baktım, yufka fazla oluyor, kalın olacak, hemen bir makasla fazlasını kestim aldım. niye mi?
çıtır bir börek istiyorum, hamuru az. eğer kalın olursa yavaş ateşte, içli içli pişirmek gerekir. o zaman da balıklar, sularını salar, böreği ıslatır. ayrıca hamur çıtırdayan kadar balıklar fazla pişer, kurur.
halbuki, hızlı ateşte balık da kurumadan, hamur tek kat olduğu için hemen çıtırdar.
nitekim aynen öyle oldu. hemencecik de pişti. yanına güzel bir domates salatasıyla nefis akşam yemeği oldu.